9 Temmuz 2011 Cumartesi

Şike Mike Derken Neler Oluyor?Kim Kimi Şikiyor?

Muhterem Cemaat, aslında bu konuda tekrar yazmak istemiyordum fakat bazı gelişmeler o kadar abesle iştigal teşkil ediyor ki görmezden gelmek imkânsız oldu. Yazmak farz oldu. Evet, malumunuz "ŞİKE" konusundan bahsediyorum. Konu gündeme geldiği pazar gününden beri hakkında yapılmayan komplo teorisi kalmadı gibi. Yandaş medya olayı "Ergenekon ve Balyoz" soruşturmalarına bağlamayı tercih etti malumunuz uçan kuşu oraya bağlıyorlar zaten sürpriz değildi ve muhalif kesimler ise şike davasını tutup "cemaat operasyonları" konusuna bağladılar. Ki bu da çok tesadüf değil, muhalif kesim de yandaşlardan eksik kalmıyor alakası olan olmayan her konuyu cemaate bağlıyor. Fenerbahçe medyası ( ki bu medya hiç de azımsanmayacak bir çaptadır ) olayı toptan reddediyor ve henüz nereye bağlayacaklarını bilemiyor ama sadece reddediyor ve anlamsız bir şekilde bu sorunların mümessili olanların üzerine gitmiyor aksine onların arkasında durarak bir duruş sergilendiğini zannediyorlar.

Bütün buraya kadar olanlar klasik Türkiye gerçekleri olmuş. Ben size bir başka klasik gerçeği daha hatırlatmak isterim ki bu şike rüzgârının arkasından aslında çok şiddetli fırtınalar dönüyor ülkenin üzerinde fakat kimsenin ruhu duymuyor. Neden derseniz zaten bu şike rüzgârı diğer fırtınaları gizlemek gizlemek adına estiriliyor. Sonucunda ne gerçek suçlular cezalandırılacak, ne de Türk sporu kurtulacak, temizlenecek. Bütün tantana üç beş tane garibanın başına yıkılacak ve konu kapanacak. Düzen eski düzen devam edecek. Sadece başroller değişecek, oyuncu değişiklikleri olacak, isimler değişecek. Diyeceksiniz ki "işte cemaate yakın isimler gelecek o mevkilere!" Efendim cemaate yakın isimlerin bir yerlere gelmesi için böyle yaygaralar, tantanalar kopmasına gerek yok ki, onlar zaten usul usul, her yere ebola virüsü gibi yayılmamışlarımıydı. Zaten şuanda iddia edildiği gibi Fenerbahçe "kurtarılmış kulüp" müydü? Fenerbahçe’nin şuan ki yönetim ve kadrolarında zaten cemaatin izi, etkisi yok muydu da bu olayı cemaatin operasyonuna yoruyorsunuz? Cevap elbette evet.
Peki, rüzgârın arkasında gizledikleri fırtınanın ismi nedir? Tek bir isim yok, birden çok isim var. Bir taşla iki değil üç dört beş kuş vuruluyor artık günümüz siyaset arenasında.



1-Deniz Feneri davası tekrar görülmeye başlandı, ya da devam ediliyor. Dava sanıklarından Zahid Akman ve tayfası gözaltına alındı ve ŞAK dakka bir gol bir YAYIN YASAĞI KONDU!!!Millete istedikleri tiyatroyu izletiyorlar istemediklerini yasaklıyorlar.Mübarek RTÜK sanki efendiler. Millet şike izlesin sabah akşam, perde arkasında Keriz Feneri Aklama Operasyonu devam etsin.Tıpkı Madımak ,Hizbullah,İsmailAğa cemaati davalarındaki AKlamalar gibi, bunu da tek tek ince ince aklayacaklar!!!

2-BDP-Öcalan-AKP üçgeninde söz aponun tehditlerinden, akp-apo görüşmelerinden döndü dolaştı aponun "tamam artık yemin edebilirsiniz ben istediğimi aldım" noktasına geldi. Ve demokratik hareket(!) BDP yemin etme icazeti aldı. Bugün yatın yemin ederler artık. Peki, neydi bu icazetin çıkmasındaki sebep? AKP apoya ne önerdi de apo yemin izni verdi müritlerine?
Özetle akp apoya özerklik konusunda bir dünya taviz daha verdi ve olurunu aldı.
3-Peki akpnin" kuyruğuna basılmış it " gibi yana yakıla apoyla görüşüp icazet çıkarması ve yemin konusunda BDPyi ikna edip meclise getirmesindeki sebep ne idi?
Hani gelseler de gelmeseler de meclis yürürdü?
Hani onlar olsa da olmasa da akp yoluna devam ederdi?
Hani CHP’YE "tükürdüğünü yalayacaklar" tarzındaki sözüm ona "gider" yapmış ve aslında hiç umursamadığı mesajını vermişti RTE?
Peki, ne oldu da ekranlarda başka, masa başında bambaşka bir tablo çizdi yemin konusunda?
İşin aslı şudur muhterem cemaat, AKP aslında CHP ve BDP nin yemin etmemesinden çok ağır rahatsızlık ve endişe duyuyor. Çünkü akpnin seçim sonrası planında bu hiç yoktu. CHP’nin yemin etmemesini hiç ama hiç hesap etmemişlerdi. O yüzden ilk başta umursamaz tavır takındılar, sonra şantaja varan açıklamalarla CHP üzerinde "baskı" oluşturmaya çalıştılar. CHP'yi her yönden sıkıştırdılar. RTE nin" tükürdüklerini yalayacaklar " lafı aslında CHP yemin etmesin değil etsin diye söylenmiş bir sözdü, bir psikolojik baskıydı. Çünkü AKP ARA SEÇİM İSTEMİYOR. Ara seçim AKP’nin bütün planlarını bozacak ve suya düşürecek. Öyle ki şuan akp olası bir araseçimde CHP’nin karlı çıkacağını bildiği için "CHP araseçime girerse ancak 50 milletvekili çıkaracak oy alabilir" gibi bir saçmalığı dahi öne sürecek kadar korkuyor.! RTE günden güne renkten renge giriyor. Bir gün hiddetli, diğer gün ılımlı, hangi tondan konuşacağına karar veremiyor çünkü CHP'nin yemin etmemesi RTE'nin bütün kimyasını BOZDU! CHP yemin etmeme kararını sonuna kadar sürdürüp akpnin bu bitap halinden faydalanmalıdır ama bu noktada da Akpnin CHP’nin iç siyasetine BAYKAL ve SAV yoluyla çomak sokması devreye giriyor ve Kılıçdaroğlu’nu bir türlü rahat bırakmıyorlar. Şu ana kadar Kılıçdaroğlu iyi direndi ve yemin eylemini iyi sürdürdü. Fakat bundan sonra daha ne kadar dayanır ve akp'nin bu zayıflığını görüp ne kadar lehine çevirebilir orasını zaman gösterecek.
Bütün bu gelişmelerin haricinde bugün bir anti parantez olarak Libya seferinden dönen başvezir Davudoğlu ağzındaki diğer baklayı da çıkardı ve dedi ki " KIBRISI BİRLEŞTİRELİM BİRLEŞİK KIBRIS OLARAK ABNİN KUCAĞINA OTURTALIM"
Buyurun burdan yakın muhterem cemaat...
Algılarınız açık olsun offludan ayrılmayın..