24 Eylül 2011 Cumartesi

Mehmet Ali Birand Kendisine Yapılan Korkunç İşkenceyi Yazdı!!!

Başbakan’nın gezisini yazsınlar diye uçağa alınıp ABD’nin Newyork şehrine götürülen ünlü gazeteci ve televizyonculardan biri (Mehmet Ali Brand) dün köşesinden “Başbaşakanlık’a yeni ve bir büyük uçak gerekiyor” başlıklı yazı yazdı. Ben yorum yapmayayım. Bu yazıyı aynen aktarayım. Siz bir okuyun: İşte o yazı: “Size biraz da uçak dedikodusu vereyim. Zaten eminim resmi görüşmeler ve demeçlerden çok olayın perde arkasını merak ediyorsunuzdur…. İlk söyleyeceğim de Başbakanlık’a artık daha yeni, daha büyük, daha konforlu bir uçak gerektiği olacak… Nedeni de son derece açık… Ankara’dan Newyork’a –Dublin’e inip yakıt alma da dahil- yaklaşık 13 saatte gittik. 35 kişilik uçağın ön tarafı biraz daha hallice ancak arka taraf- bakanların bir bölümü, üst düzey bürokratlar ve davet edilen 3-4 gazeteci oturur- tam anlamıyla bir işkence odası gibi. Başbakan’ın ön tarafta uzanarak yatabileceği bir yer var ancak orası da çok rahatsız. Arka tarafın ise, normal uçakların ekonomi sınıfından hiç farkı yok. Ayağınızı dahi doğru dürüst uzatamıyorsunuz. Servis, yiyecek ve içecekler harika. Ancak ne yaparsanız yapın özellikle uzun yolda tam anlamıyla işkence oluyor. 13 saatin sonunda insan Newyork’a buruşturulmuş kese kağıdı gibi iniyor. Büyüyen, gelişen ve ekonomisiyle iftihar eden bir Türkiye’nin cumhurbaşkanlarını, başbakanlarını da artık biraz daha doğru dürüst bir uçakla dolaştıralım. Xxx Başbakan seyahat başında gayet neşeliydi. Koskoca Ortadoğu gezisinden yeni dönmüş olmasına ve gittiği yerlerde binlerce insanla el sıkışıp sürekli konuşmalar yapmasına rağmen keyifli göründü. Belki de arkasına aldığı bu destekten menun şekilde Birleşmiş Milletler’e(BM) gidiyordu. Eşi ve kızını beraberinde getirmişti. Yola çıkarken arkadaki işkence görenlere(!) acımış olacak ki gelip el sıktı ve sohbet etti. Sonra onu bir daha görmedik. Alıp götürdüler. Xxx Ne rüyalar görmüştüm… Birleşmiş Milletler’de sıkıcı görüşmeler yapılırken Central Park’ta (New York’un ünlü parkını kast ediyor) yüreyecektim… Park Avenue (New York’un ünlü caddesini kast ediyor) ve 5. Cadde (Newyork’un alışveriş mekanını kast ediyor) vitrin seyredecektim. Olmadı. Uçaktan iner inmez kötü haberi aldık. Hava bütün bu hafta boyunca yağmurlu olacakmış. Nasıl moralim bozuldu tahmin edemezsiniz. Yine de şikayetçi değilim. Zira hayatta en sevdiğim şehirdir. Yine de kenarından köşesinden New York’un keyfini çıkartırım…” Xxx İşte yazı bu! Yazından anlıyoruz ki bu beğenilmeyen uçakta Başbakan’a; yorganlı, yataklı, kuş tüyü yastıklı yatacağı yer bile var. Kızını ve eşini de beraberinde götürüyor. Ayrıca içinde gazeteciler ile bakanların da olduğu 30 kişilik misafir de alabiliyor. Uçakta servis ve yiyecekler de harika… Fakat Başbakan amigoları daha lüks ve daha pahalı uçak istiyorlar. Biliyor musunuz? Türkiye Başbakanı’na daha lüks ve pahalı uçak alabilecek durumda olan bir ülke değil. Bu yılın 9 ayında 12 aylık üretimini yedi bitirdi. Türkiye her yıl 3 aylık açıklar vererek ve bu açığı da başkasının parasıyla borç alıp kapatarak yaşayabiliyor. Bu yıl; 75 milyar dolar cari açık (başkasının parası) ile 132 milyar dolar vadesi gelen borcunu ödemek zorunda olan bir ülke. Bunları ödemek için de yeni dış borçlar bulmak mecburiyetinde olan bir memleketiz. Amigo! Newyork’ta keyif yapacak. Halktan daha lüks uçak istiyor. SÖZCÜ