22 Ekim 2012 Pazartesi

Aleviler "Savaşa Hayır" Dedi

Fransa Alevi Birlikleri Federasyonu öncülüğünde düzenlenen ‘Türkiye’de ayrımcılığa, asimilasyona, savaş kışkırtıcılığına HAYIR’ mitingi on binlerce kişinin katılımıyla gerçekleştirildi. Aleviler 7 ekim'den sonra bu kez de Fransa'da tek ses, tek yürek olarak eşit yurttaşlık taleplerini haykırdılar.



Sabahın erken saatlerinden itibaren Fransa ve Avrupa’nın dört bir yanından Strasbourg’a akın eden Aleviler öğlen saatleri itibariye Strasbourg Belediyesi önünden Avrupa Parlamentosu’na doğru yürüyüşe geçti.
Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu’na bağlı Almanya, İsviçre, Hollanda, Belçika, Danimarka, İngiltere, Romanya, İsveç, Avusturya gibi ülkelerdeki federasyonlardan da ciddi bir katılımın olduğu mitinge Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu Başkanı Turgut Öker, Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu Başkanı Hüseyin Mat,Hollanda Alevi Birlikleri Federasyonu Başkanı Muharrem Cengiz, İngiltere Alevi Kültür Merkezi ve  Cemevi Başkanı İsrafil Erbil ve konfederasyon yöneticileri İsmail Ataş ve Ali Ertan Toprak’ın yanı sıra Avrupa’daki Federasyonlardan da çok sayıda temsilci katıldı.
Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Selahattin Özel, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Kemal Bülbül, Alevi Kültür Dernekleri Genel Başkanı Engin Gündük de Türkiye’den Fransa’ya gelerek Avrupalı Alevilerin sesine ses kattılar.
CHP Dersim Milletvekili Hüseyin Aygün, Alevi İnanç Önderleri Cafer Kaplan, Dertli Divani, Hıdır Temel, sanatçılar Emekçi, Ali Asker’de miting alanındaydılar.
Miting Dertli Divani ve Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu İnanç Kurulu Başkanı Cafer Kaplan’ın gülbengi ile başladı.
Fransa Alevi Birlikleri Federasyonu Başkanı Erdal Kılıçkaya on binlere seslendi. Avrupa’da yaşayan bir milyon Alevinin kalbinin bugün Strasbourg’da attığını söyleyen Kılıçkaya Avrupa’nın Başkentinde Avrupa Parlamentosu önünde cem olduklarını ifade ederek ‘hizmetleriniz kabul ola’ diye kitleyi selamladı.
Kılıçkaya, Türkiye’de yaşayan yirmi milyon Alevi’nin eşit yurttaşlık talepleri hükümet tarafından yok sayılırken Avrupa’nın bir çok ülkesinde Aleviliğin resmi bir inanç olarak tanınmasından örnekler vererek Türkiye Hükümeti’nin bu yok sayan, ayrımcı politikalarını bir kez daha teşhir etti.
Son bir yıl içerisinde AKP hükümetinin Aleviler başta olmak üzere çeşitli inanç gruplarına ve Türkiye’de ezilen halklar ve toplumsal kesimlere karşı uyguladığı ayrımcı, asimilasyoncu, inkarcı politikalardan rahatsızlık duyan ve bu gidişata dur demek isteyen Aleviler olarak bir araya geldiklerini söyleyen Kılıçkaya, Rosa Luxemburg’un ‘cüret etmek gerek’ sözünden alıntılar yaparak bugün burada cüretkar davrandıklarını belirtti. Bundan sonra’da İstanbul’da, Ankara’da, Bochum’da, bugün Stasbourg’da olduğu gibi bundan sonra da Türkiye ve Avrupa’nın dört bir yanında cüretkar davranarak meydanlara ineceklerini ifade etti.
Artık korkularımızı, acılarımızı cocuklarımıza devretmek istemiyoruz diyen Kılıçkaya Alevilerin tarihe geçmek için değil tarih yazmak için mücadele ettiklerini belirtti. Dindar ve kindar nesil yetiştirme projelerine karşı Aleviler olarak umudun, barışın, cesaretin temsilcileri olmak için yola çıktıklarının da altını bir kez daha çizdi. 
 Türkiye’de yaşayan Alevilerin eşit yurttaşlık çığlığına ses katmak ve Alevilerin karşı karşıya kaldıkları ayrımcı ve asimilasyoncu politikaları Avrupa’nın da gündemine taşımak ve duyarlılık oluşturmak için böyle bir miting organize ettiklerini belirten Erdal Kılıçkaya Avrupa medyası, parlamenterleri ve kamuoyuna da “Avrupa’nın gerçekleri görebilmesi için 21. yüzyılda diri diri yakılmamız mı gerekiyor ?” diye seslendi.  Avrupa kamuoyuna bu hak ihlallerine karşı duyarsız kalmama çağrısında bulundu. 
Cemevlerine yasal statü verilmemesi, Alevi köy ve mahallelerine zorla cami yaptırılması, Diyanet İşleri Başkanlığının laiklik ilkesini ihlal etmesi, asimilasyoncu eğitim politikaları ve zorunlu din dersi uygulamaları ve Alevi inancının yasalarca tanınmaması, son bir yıl içinde Türkiye’nin çeşitli illerinde Alevi evlerine konulan işaretler, Malatya Sürgü’de Alevi aileye yönelik katliam girişimi ve hükümetin Suriye politikası gibi sorunlara dikkat çeken Erdal Kılıçkaya tüm bu ayrımcı uygulamaları, Avrupa kamuoyunun gözleri önünde bir kez daha protesto ettiklerini belirtti. 
Türkiye’de bu baskıların sadece Alevilere yönelik olmadığını da belirten Kılıçkaya, ‘Aynı anda bu baskıları, zulmü, asimilasyonu Kürt halkı da görüyor. Ermeniler, Süryaniler, Rumlar,Emekçiler, kadınlar, gençler herkes bu anti demokratik uygulamalardan nasibini alıyor. Biz Aleviler olarak ezilen tüm hakların uğradığı asimilasyon, baskı ve tecrit politikasına karşı mazlumun yanında yer alıyoruz..’ diye konuştu.
Uludere Katliamı, yok sayılan anadilde eğitim talepleri, 12 Eylül tarihinde başlayan ve hızla yayılan 58 cezaevindeki açlık grevleri, tutuklu gazeteciler, milletvekilleri, politikacılar, kirli bir savaş nedeniyle ülkenin dört bir yanından gelen ölüm haberleri, akan kanın durmaması, Suriye’de son bir yılda otuz bine yakın kişi yaşamını yitirmesine rağmen yapılan savaş kışkırtıcılığı ve Hatay’da yaşananlardan duyulan tedirginlik gibi bir dizi yakıcı soruna da dikkat çeken Kılıçkaya bunların tüm sorumlusu olarak da AKP Hükümeti ve Başbakan’ı gösterdi.

Başbakan'a Hoşgörüsüzlük Ödülü
AKP Hükümeti ve Başbakan’a da bu kara tablo karşısında hoşgörüsüzlük ödülü  verdiklerini söyleyen Erdal Kılıçkaya Pazartesi günü de bu ödüllerini Başbakanlığa göndereceklerini belirtti. Erdal Kılıçkaya’nın konuşması sırasında da mitinge katılan on binler ellerindeki kırmızı kartları kaldırarak Başbakan’a kırmızı kart gösterdiler. 
Başbakan’a layık görülen hoşgörüsüzlük ödülleri ise şöyle, kara bir tablo ve bir şişe içerisinde kan renginde kırmızı boyalı su.
Başbakan’a ve Akp hükümetine halklara yaşatmış oldukları ayrımcı, asimilasyoncu politikalardan kaynaklı kara bir tablo takdim ettiklerini söyleyen Kılıçkaya, bu tablonun renklenmesinin ise AKP hükümetinin elinde olduğuna işaret etti. Ancak Alevilere, Kürtlere, Süryanilere, Ermenilere, tüm haklara, emekçilere, kadınlara, gençlere eşit yurttaşlık haklarını vererek AKP hükümetinin bu tabloyu bir renk cümbüşüne dönüştürebileceğini belirten Kılıçkaya, bir şişede kan renginde boyalı su vererek ise Başbakan’a yaptığı savaş kışkırtıcılığını ve durmayan kanı hatırlatmak istediklerini kaydetti. Başbakan’ın bu kan rengi şişeyi gördükçe belki savaş kışkırtıcılığı bırakmak ve akan kanı durdurmak noktasında somut adımlar atabileceğini hatırlatmak istediklerini de kaydetti.
Erdal Kılıçkaya^nın konuşması boyunca onbinler de kırmızı kartlarını gösterip durdular.

Sanatçılardan Mitinge Destek
Kılıçkaya’nın ardından bir deklarasyon yayınlayarak mitingi desteklediklerini duyuran aralarında Arif Sağ, Erdal Erzincan, Dertli Divani, Musa Eroğlu, Vedat Yıldırım, Cahit Berkay, Pınar Aydınlar, Fazıl Say, Yavuz Bingöl, Hilmi Yarayıcı, Edip Akbayram, Ferhat Tunç, Halil Ergün, Tuncel Kurtiz, Selçuk Yöntem, Derya Alabora, Yaşar Kemal, Fikret Başkaya,Erdoğan Aydın, Yaşar Seyman gibi sanatçı ve aydınların isimleri bir bir okundu.
Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu Başkanı Turgut Öker de on binlere seslenerek Avrupa’nın her yerinde bu tarz protesto gösterileri düzenleyeceklerini duyurdu. Aleviler olarak taleplerini kendileri gibi ayrımcı ve asimilasyoncu politikalara uğrayan Kürtler, emekçiler, sosyalistler, kadınlar, gençler ve tüm ezilen toplumsal kesimlerle yan yana gelerek haykıracaklarını ve birlikte mücadele edeceklerini ifade eden Öker, Ekim ayının sonunda Berlin’e gelecek olan Başbakan Erdoğan’a da Bochum mitinginde olduğu gibi bir karşılama hazırlığında olduklarını duyurdu. 
Turgut Öker’in bu konuşması ise on binlerce kişinin sloganları ve alkışlarıyla son buldu.

Alevi Bektaşi Federasyonu Başkanı Selahattin Özel de bir konuşma yaptı. Türkiye’de yaşayan Alevilerin sorunları ve taleplerinden bahseden Özel AKP hükümetinin ayrımcı politikalarına bir kez daha dikkat çekti. Türkiye’de yaşamını yitiren askerlerin cemevlerinden kaldırılmak istenen cenazelerine devlet erkanının katılmama durumunu değerlendiren Özel bu cenazelerin AKP hükümetinin sürdürdüğü savaş politikalarının bir sonucu olduğunu belrterek,’ Başbakan Erdoğan cenazelerimize katılmasın, çünkü sorumlusu bizzat kendisi ve AKP hükümetidir.’ Diye konuştu. Neşet Ertaş’ın cenazesinde yaşananlara da dikkat çeken Özel, ‘Başbakan Erdoğan işini gücünü bırakıp imamlığa soyunuyor’ dedi. 
‘Türkiye’de dertliler çok… Aleviler, Kürtler, gençler, kadınlar, emekçiler, eğitimciler, sağlıkçılar herkes uygulanan politikalardan dertli’  diyen Selahattin Özel Dertli Divani’nin ‘Cahiller kendini aklar, kamiller özünü yoklar’ sözünden de alıntı yaparak ‘Kürdün Alevisi olmaz’, ‘Arabın Alevisi olmaz’ gibi kabullerle Alevilerin ayrıştırılmaya çalışıldığına dikkat çekerek biz Türklüğün birliği değiliz, Türkiye ve Avrupa’da yaşayan Alevilerin birliğiyiz, bundan sonra da mücadelemize böyle devam edeceğiz.’ Diye konuştu.
Mitingde gençler ve çocuklar beyaz barış balonlarını gök kubbeye uğurlayarak bir kez daha barış çağrısında bulundular.
Mitingin en ilgi çekici konuşmalarından biri de CHP Dersim milletvekili Hüseyin Aygün’e aitti. Aygün on binlere Türkiye’de ‘bilinmeyen bir dil’ olarak nitelendirilen kendi ana dili Zazaca ile seslendi. Alevilerin ve Türkiye’de yaşayan tüm ezilmiş halk ve kimliklerin sorunlarından  örnekler veren Aygün Türkiye’de Cemevlerinin sayısı ve durumuna ilişkin de istatistiki bilgiler verdi. Mecliste cemevi talebinde bulunmayı sembolik ve AKP hükümetinin Alevilere yönelik bakışını test etmeye yönelik gerçekleştirdiğini belirten Aygün red kararına ilişkin de dava açtığını ve sürecin takipçisi olduğunu söyledi. Mecliste bu tarz taleplerin sembolik olduğunu ve meclisten bu konularda somut adımlar çıkmayacağını söyleyen Aygün ‘siz ancak kavga ederseniz, haklarınız için mücadele ederseniz, sokaklara çıkarsanız , hakkınızı alabilirsiniz’ mesajında bulundu.
Türkiye’de anti demokratik uygulamaların her geçen gün daha da arttığına dikkat çeken Aygün, ‘kavga etmeye hazır olmalıyız, Ben de bu kavganın, mücadelenin bir neferi olacağım’ sözleriyle konuşmasını bitirdi.
Fransa Dışişleri Bakanı ve Parlamenterlerin de mesajlarının okunduğu miting Alevi kurum Başkanları, sanatçılar, aydınlar ve inanç önderlerinin hep birlikte gök kubbeye beyaz barış güvercini salmalarıyla devam etti. ‘Uyur idik uyardılar’, ‘Uzun ince bir yoldayım’, ‘Gelin Canlar Bir Olalım’ gibi eserlerin on binlerin katılımıyla hep birlikte söylenmesinin ardından miting sona erdi.

17 Ekim 2012 Çarşamba

Birkaç Güzel Söz