21 Kasım 2012 Çarşamba

Muharrem Ayı ve Alevilik -1

Muharrem Sohbetleri: Mazlumların yası ve KerbelaPDFYazdırE-posta
Muharrem Sohbetleri: Mazlumların yası ve Kerbela

Muharrem Orucu’nu Anadolu ve Rumeli Alevilerine has bir özelliktir. Yaygın bir kanının aksine ‘12 İmam Orucu’ Hz. Ali’ye ve Ehlibeyt’e bağlılıklarıyla bilinen Şii, Caferi ve Arap Nuseyrilerince zorunlu bir oruç olarak görülmez

 
NECDET SARAÇ/ALİ YILDIRIM- Muharrem ayı, bütün Aleviler için yas ayıdır. Aleviler, Muharrem ayında kimi yerlerde 10, kimi yerlerde de 12 gün oruç tutarlar. 10 Ekim 680’de Kerbela’da Yezit tarafından öldürülen İmam Hüseyin ve 71 kişi için tutulan oruç aslında bir yas ibadetidir ve İmam Hüseyin şahsında bütün mazlumlara adanır.

Aleviler, Hz. Ali ile Muaviye arasında, sonra onların oğulları olan İmam Hüseyin ile Yezid arasındaki mücadeleye basit bir “iktidar kavgası” olarak bakmazlar. Aleviler için bu mücadele asıl olarak mazlum ile zalimin mücadelesi olduğu gibi, özgürlükle esaretin ayrışmasını da simgeler. Çünkü İmam Hüseyin, haksızlığa tavır almış, canı pahasına Yezit’e biat etmemiştir. Bundan dolayı da, Aleviler için, Hz. Ali ve oğlu İmam Hüseyin mazlumluğun, direnişin ve adaletin, Muaviye ve oğlu Yezid ise zalimliğin sembolleridir. Bilimsel olarak ele alındığında bu oruç insanlığın en kadim matemlerinden biridir. Kökeni Sümer efsanelerine Anadolu’daki Ana tanrıça tapınımlarına kadar da ulaşmaktadır. Yaygın bir kanının aksine “Muharrem Orucu” veya adına “12 İmam Orucu” da denen matem orucu, Hz. Ali’ye ve Ehlibeyt’e bağlılıklarıyla bilinen Şii, Caferi ve Arap Alevilerince zorunlu bir oruç olarak görülmez. Bu durum Muharrem Orucu’nu Anadolu ve Rumeli Alevilerine has bir özelliktir. Nitekim Kul Nesimi bunu “biz bir oruç tutarız, başka birine benzemez” dizeleriyle dile getirmiştir.


***

Anadolu ve Balkanlarda çağlar boyu “kapalı devre” yaşanan bu kutsallık, 1960’lar sonrası Alevilerin kentlere göç etmesi ve dernekler kurarak örgütlenmeleri sonucu  “Muharrem Orucu” olarak bugün Türkiye gündemine de oturmuş, bu nedenle mecliste bile  “Muharrem ayı” ile ilgili yeni bir düzenleme yapılmak zorunda kalınmıştır.

Bir çok kaygıyı ve korkuyu aşarak, 2004 yılında, Tuncay Özkan ve Merdan Yanardağ’ın desteğiyle Kanal Türk televizyonunda yapılan “Muharrem Sohbetleri” ile bir ilk gerçekleştirildi. Böylece hem bir tabu hem de korku yıkıldı. Bugün bazı televizyon kanallarında yapılan benzer programlar o ilk çıkışın sonuçlarıdır.

Bu geleneği oluşturanlar olarak “Muharrem Sohbetleri” başlığıyla, bugünden başlayarak 12 gün boyunca, Muharrem Orucu ile ilgili bilgileri sizlerle paylaşacağız. İnanç önderleri de sizden gelecek soruları yanıtlayacaklar. Siz de sorularınızı, yorumlarınızı ve önerilerinizi lütfen bizimle paylaşınız.


MUHARREM ORUCU NİÇİN TUTULUR?Anadolu Alevi - Bektaşileri 10 Muharrem’i bir matem günü olarak değerlendirirler. Çünkü Hz. Hüseyin 10 Muharrem (18 Ekim) 680’de Yezit orduları tarafından Kerbela’da önce susuz bırakılıp daha sonra da başı kesilmek sureti ile şehit edilmiştir.  Bundan dolayı Muharrem ayının ilk 12 günü yas-ı matem günleridir. On iki gün boyunca oruçla yas tutan Aleviler, böylece Hüseyin’in Kerbela’daki direncini anarken, Yezit’in Hüseyin’e ve ailesine yaptığı vahşeti lanetlerler.
Muharrem’in başlangıcı takvimlerde belirtilmekle beraber, geleneksel olarak Muharrem’e Kurban bayramının son gününden 17 gün sayarak başlanır.

“10 Muharrem – Aşura” diye de anılan bu gün, Muharrem ayının onuncu günü demektir. Nitekim “Aşur” Arap dilinde on, onuncu demektir; bu deyim, bu söyleniş buradan gelir. Kısaca “Âşûrâ”, “Onuncu gün” demektir.

İsa’nın Doğumundan 680 yıl sonra 18 Ekim’de yaşanmış bu vahşetin yasının tutulduğu tarihin her yıl değişmesi Arapların kullandığı ay takviminden kaynaklanır. Hicri veya Kameri de denilen bu ay takviminde bir yıl 354 gün olduğundan dolayı Muharrem ayı her yıl 11 gün önce gelir; “Âşûrâ - On Muharrem günü”de  bu yüzden her yılın değişik zaman dilimlerinde gelir. 


KAVRAM: KERBELAKerbelâ, Irak’ta, Hazreti Peygamber’in kızları Hazret-i Fâtima ile damatları Hazret-i Ali’nin oğulları İmâm Hüseyin’in, Yezîd’in emriyle Kûfe valisi Ziyâd oğlu Ubeydullâh’ın, ashâbtan Sa’d b. Ebu-Vakkas oğlu Ömer’in kumandası altında gönderdiği ordu tarafından sarılıp Hicretin 61.yılı (M.680) Muharrem –ayının- onuncu günü, yanındakilerle –beraber- şehit edildiği ve defnolunduğu, türbelerinin bulunduğu yerin adıdır. Yezid ordusu Kerbelâ’da İmam Hüseyini ve ona uyanları (onun yandaşlarını), ehlibeytini 61.yılının ilk ayı olan Muharrem’in ikinci günü kuşatmış, yedinci günü Fırat nehrinin suyunu onlardan kesmiş, onuncu günüde kendisine uyanları ve kendisini şehîd edip Ehlibeytini esir etmişti. Bu fâcia, İslam âlemini elemlere boğmuş, bu münasebetle de her hangi bir yerde yiyecek-içecek kalmazsa “Burası kerbelaya döndü” deyimiyle bu facia hatırlanır olmuştur.

Ehlibeyt taraftarları, İmam Hüseyin’i ziyaret etmeyi büyük bir sevap ve bir vicdan borcu bilirler. Kerbelâ’ya gidemeyenler de, oldukları yerde ziyaret ederler. “Âşûrâ”, onuncu gün demektir. On iki imamın beşincisi ve İmam Hüseyin’in torunu İmâm Muhammet’ül-Bakır, “Her gün Âşûrâ, he yer Kerbelâ” buyurarak İmam Hüseyin’in her gün ve her yerde ziyaret edilebileceğini (anıla bilineceğini )  bildirmiştir.  (ABDÜLBÂKİ GÖLPINARLI, Tasavvuf’tan Dilimize Gecen Deyimler ve Atasözleri, Sayfa 198)


ORUÇ SÜRESİNCE NELER YAPILMAZ?-Su içilmez (Ancak hoşaf, ayran vb. sulu gıdalar alınabilir ama bardakla, tasla kafaya dikilerek içilmez, kaşık kullanılarak içilir.)
-Çamaşır yıkanmaz.
-Tıraş olunmaz.
-Sigara, içki içilmez.
-Hayvan kesilmez, et yenilmez.-
-Ağaç kesilmez.
-Böcek öldürülmez.
-Kokulu maddeler koklanmaz.
-Cinsel ilişki olmaz. (Oruç açıldıktan sonra da)
-Süslenilmez.
-Aynaya bakılmaz.
-Türkü söylenmez.
-Oyun oynanmaz.
-Düğün olmaz. 
-Cem yapılmaz. (Cemlerin 48 Perşembe yapılmasının nedeni de budur) l Kimi yörelerde oruç tuz yalayarak açılır.

Geleneksel kesimde hala Muharrem ayına özgü uygulamalar olarak varlığını koruyan (banyo yapmama, tıraş olmama, aynaya bakmama, çamaşır yıkamama gibi) kimi pratiklerin çağdaş yaşam içerisindeki uygulama zorluğu nedeni ile uygulamadan kaldırıldığı görülmektedir. (Piri Er)
 
Kaynak-Yurt Gazetesi