21 Kasım 2012 Çarşamba

Muharrem Ayı ve Alevilik-2

MUHARREM SOHBETLERİ II Ele bıçak alınmaz, can incitilmez!PDFYazdırE-posta
MUHARREM SOHBETLERİ – II – Ele bıçak alınmaz, can incitilmez!

Güneş batınca orucumuzu açarız!

 
Alevi Dedesi Hüseyin Dedekargınoğlu nasıl oruç tutulduğunu ve oruç döneminde neler yapıldığını şöyle anlatıyor… 
Benim doğup büyüdüğüm ve çocukluğumun geçtiği Büyükcamili Köyü Çorum’un Alaca İlçesine bağlı bir Alevi Türkmen köyüdür. Günümüzden yaklaşık elli yıl kadar önce muharrem ayında yaşananlardan bahsetmek istiyorum: Muharrem ayı yaklaşırken köy halkını bir telaş alır ve muharremin hazırlıkları da başlardı. Muharrem ayına denk gelebilecek şekilde kesinlikle düğün, nişan, sünnet olmazdı. Çünkü bu ay tam anlamıyla bir yas dönemiydi. Yas olunca günlük yaşamda da bir takım kurallar uygulanırdı. Eğlence olmayan bu ayda, hiçbir canlıya kıyılmadığı için, kurban dahi kesilmez. Et yenmez, içinde canlı embriyo olduğu için yumurtada yenmez, sofralarda bıçak bulundurulmaz. Zevk ve sefa içerisinde bulunulmaz. Saç ve sakal tıraşı olunmaz. 


Muharrem Orucu Arabî aylardan ilk ay olan Muharrem ayının birinci günü başlardı. Ancak bazı yerlerde üç gün önceden de oruca başlayanlar oluyordu. Bu üç günlük oruç Masum-Paklar, Müslim Akıyl ve Hür Şehit için tutulan oruçtur. 
Oruç açımında yenilen yemeklerin yanında dahi su içilmez ancak vücudun su ihtiyacı hoşaf, komposto, ayran, çay ve kahve gibi sulu içeceklerden karşılanır… Özellikle Muharremin yedinci gününden itibaren orucun dozu daha da artar. Genç olanlar Kerbela’da susuzluğun tam başladığı gün olan yedinci günü akşamı oruç açmayı yedi üzüm tanesi ile yapar, gece yemek bile yemeden ertesi akşam oruç açmaya kadar orucunu devam ettirir. Buna “uğundurma” denir.

Alevilerde oruç açma Sünnilerin Ramazan ayında tuttukları oruç gibi iftar saati gelince her şeyi imsak saatine kadar rahatlıkla yemek ve içmek şeklinde değildir. Yani belirlenmiş bir iftar vakti yoktur. Oruç açarken top sesi, ezan sesi gibi işaretler beklemezler. Güneş batınca oruçlarını açarlar.

Muharremin yedinci günü, ki bu gün Kerbela’da İmam Hüseyin ve yanındakilerin sularının tamamen tükendiği, Fırat nehrine ulaşmanın imkânsız olduğu yani tam anlamıyla susuzluğun başladığı gündür. İşte bu yedinci günde talipler oruç açma saatlerine yakın bir vakitte köyde bulunan bir Dede ailesinin evine gelerek bir kap ile su alırlar. Gelirken elleri boş olarak gelmez, hangi kap ile su alacaksa o kabın içine imkânları dâhilinde yiyecek, içecek cinsinden bir şeyler koyarak onu dede evine bırakır. Getirdiği kabı da su ile doldurup, dedenin duasını da alarak evine götürür. Evde bulananlar akşam orucunu o suyla açardı...  

* * *

YASAKLAR

“Yasaklarla” ilgili İç Anadolu Bölgesi Alevilerinde orucun son dört günü için şöyle bir söylem vardır: 
Dokuz, don. (Elbise / giysi değiştir)
On, yun. (Banyo yap)
Onbir, traş. (Sakal traşı)
Oniki, aş. (Aşure pişirilmesi)

* * *
 
KAVRAM: BIÇAK VE CANLIYI KESMEK!


Muharrem ayı boyunca, Alevilerde ele bıçak alınmaz, bir canlının canı incitilmez, su içilmez. O ayda köylünün bir hayvanı hastalansa onu kesmez ölürse mundar ölür. Muharrem ayında ağaç bile budanmaz.

Bu konuda araştırmacı Rıza Aydın bir anısını şöyle anlatıyor: “1985 ya da 1986 yılıydı, köyde kalıyordum. Karşımızdaki (Sivas) Alaçayır köyünden kirvelerimizin ağaçlarını budayıp dikme dikecektik. Köydeki gençleri toplayıp gidip ağaçları budadık, traktöre yükleyip Alaçayır’a geldik. Köylüler bize bir garip, bir soğuk bakıyorlardı, kendi kendime ne oldu acaba diye düşünüyordum ki Şıh Baba yanımıza geldi. Şıh Yanımıza gelince eline vardık, Şıh Baba bana döndü ağlamaklı hiddetli bir sesle “Yahu Rızam” dedi ellerini göğe doğru açarak “şu yaptığını beğendin mi, bunu senden ummazdık, bu hiç sana yakışıyor mu” dedi ve Traktörde yüklü olan dikmeleri gösterdi. Ben şaşkınlık içinde “bunlara ne olmuş ki kirvenin haberi var” dedim. Şıh Baba “ben sana Kirvenin haberi yok demedim ki, istersen bütün köyün ağaçlarını götür, bunu senin yüzüne mi geliriz, sen bir kez düşün: Bu ay, hangi ay? Bu ay Muharrem ayı, bu ayda hiçbir canlının canına kıyılır mı, bu ağaçların canı yok muydu, hiç mi insafa gelmediniz, hiç mi düşünmediniz bunu nasıl yaptınız” dedi. Şıh Babanın gözünden yaşlar geliyordu, etrafımızda toplanan köylüler bize bakıyordu, bende ağlamaya başladım.  Hayatımda aldığım bu muharrem dersini hiç unutamam…


* * *

Soru-Cevap: 

Oruç açımından sonra ne yapılır?

Geleneksel olarak Muharrem ayı süresince akşamları oruç açıldıktan sonra evlerde toplanılır. Bu toplanma şekli bugün, özellikle kentlerde cem evlerinde icra edilmektedir. Bilenler oradakilere “Kerbela Vakası”nı anlatılır yada bu konuda kitaplardan okunur. Hz. Hüseyin’e mersiyeler söylenir... 

* * *
Caferiler ve Arap Alevilerinde oruç geleneği?

Anadolu’nun değişik bölgelerinde ve Balkanlarda yaşayan Alevi guruplarının tuttuğu Muharrem Orucu, Caferiler ve Arap Alevileri içinde bazı farklılıklar bulunmaktadır.

Caferiler; Hz. Hüseyin'in şehit edildiği 10 Muharrem gününe kadar oruç tuttuktan sonra 10 Muharrem günü dövünürler. Vücutlarına zincirlerle vurarak, bazı yerlerini keserek kan akıtırlar.  Caferiler orucu “bir gönül ve aşk işi olarak görürler ve kalbinde bu aşkın ateşini yakan bir kimse, değil on-on iki gün gam, keder ve üzüntülü olmak, belki bir ömür hüzünlü olmalı, gülmeyi unutmalıdır” derler.

Anadolu’da yaşayan Arap Alevileri ise, Ramazan ayında 30 gün oruç tutarlar ama Muharrem ayında oruç tutmazlar. Ancak, Hz. Hüseyin’in Kerbela’da şehit edildiği 10 Muharrem günü, Oniki İmamlar için dua edip, Hz. Muhammed Hz. Ali ve Ehl-i Beyt’e selavat getirirler ve kurban kesip, hırısi pişirerek adak dağıtılır.

Bulgaristan’da yaşayan Bektaşi gruplarca 12 gün oruç tutarlar ve oruç pratikleri Anadolu Aleviliği ile ortaklık göstermektedir. Oruç süresince saza ve tarik çubuğuna dokunulmamakta, aşure 12. gün yapılmaktadır.

Arnavut Bektaşilerinde Muharrem ayında 10 gün oruç tutulmakta 10.gün tutulan oruç o gün yapılan aşure ile açılmaktadır. Oruç ile ilgili pratikler Anadolu Aleviliği ile ortaklık göstermektedir. Farklı bir uygulama olarak Muharremin yedisinde Hz. Hüseyin için helva kavrulmaktadır.

Anadolu Alevilerince ramazan ayında genel olarak oruç tutulmamakla birlikte, kimi gruplarınca Ramazan ayında yalnızca 19, 20 ve 21. günleri yas günü olarak kabul dilip oruç tutulmaktadır. Bu duruma gerekçe olarak da Hz. Ali’nin Ramazan ayının 19’unda yaralandıktan sonra 21’inde Hakk’a yürümüş olması gösterilmektedir.

Anadolu Alevileri açısından asıl olan Muharrem ayında 12 gün süreyle tutulan oruçtur. Muharrem orucunun öncesinde bazı yol mensuplarınca 3 gün de karşılama adı verilen oruç tutulmaktadır ki bu orucun Hz. Hüseyin’in elçi olarak Kufe’ye gönderdiği ve Yezit kuvvetlerince şehit edilen amcazadesi Müslim Akil ve iki oğlu için tutulduğu ifade edilmektedir.


* * *

Bugün matem günü geldi
Ah Hüseyin vah Hüseyin
Senin derdin bağrım deldi
Ah Hüseyin  vah Hüseyin

Kerbela'nın önü yazı
Yüreğimden çıkmaz sızı
Yezidler mi kırdı sizi
Ah Hüseyin vah Hüseyin

Esti deli poyraz esti
Kafir Mervan bizi astı
Hüseyn'in başın kesti
Ah Hüseyin vah Hüseyin

Kerbela'nın önü düzdür
Geceler bana gündüzdür
Şah Kerbela'da yalnızdır
Ah Hüseyin vah Hüseyin


Bir su verin masum cana
Yezid içti kana kana
Fatma Ana yana yana
Ah Hüseyin vah Hüseyin

Hatayi